18 Ocak 2013 Cuma

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ TUTKUSU MAKYAJIN TARİHÇESİ


Kadınların Vazgeçilmez Tutkusu Makyajın Tarihçesi

Biz kadınlar genellikle sabah uyanıp, aynada gördüğümüzden pek de hoşnut olmayız. Bir kadın ne kadar güzel olursa olsun; biraz makyaj yaptığında bile elde ettiği bu yeni görünümü, aynada sabah gördüğü kişiye göre çok daha fazla beğenir. Hemen her kadının bilinçli ya da içgüdüsel amacı olan güzelleşme ihtiyacına cevap veren ‘makyaj’ın, varsa kusurları gizleme ve güzel yanları vurgulama yeteneğinin kadınları mutlu ettiği şüphesizdir. Bu bakımlı görüntüyle, güne daha iyi başladığımız, aynadaki görüntümüzü severek kendimize daha çok güvendiğimiz gerçeğini de itiraf etmek gerekiyor. Kadınların kendileri için mi, erkekler tarafından beğenilmek için mi yoksa diğer kadınlarla yarışmak için mi güzelleşme çabasında olduğu bir türlü anlaşılmaz; ama sebep ne olursa olsun güzelleşmeyi hepimiz seviyoruz:)

Ne zamandır makyaj yapıyoruz?

‘Güzellik’ anlayışı topluma ve çağa göre değişiklik gösteriyor. Makyajın tarihine bakıldığında, kadınların güzelleşme çabasının milattan önceki yıllara dayandığı görülüyor.

Mısır‘da kadınlar M.Ö. 4000‘lerde gözlerine sürme çeker, kirpiklerini koyulaştırırdı.
M.Ö. 1000‘lerde Pers kadınları saçlarını ve yüzlerini kına ile boyarlardı.
1. yüzyılda kadınlar için beyaz bir tene sahip olmak, bir güzellik unsuruydu ve bunun için ciltlerini tebeşirle beyazlatırlardı.
1700‘lerde makyaj artık çeşşitlenmeye başladı. Yanakları, dudakları, kaşları, saçları boyamak popüler hale geldi.
1800‘lere gelindiğinde, makyaj ürünleri doğal malzemeler olmaktan çıktı ve bu sektör ciddi üretimlere başlayarak gelişti. 1820‘de ilk maskara üretildi.
1910‘da ilk sıkıştırılmış pudra, aynalı kutularda üretilerek piyasaya sürüldü.
1914′te Vogue dergisi, Türk kadınlarının göz çevresini siyah olarak belirginleştirme modasını gösterdi. Bu dönemde Türk kadınları, tüm dünya kadınları üzerinde makyaj stili örneği oldu. – Bu, biz Türk kadınlarının güzelliğine düşkün olduğunun göstergesi:) -
Bugünün tabiriyle “trend setter”lar o dönemde de makyaj konusunda kadınların izlediği kişiler oldu. 1950‘lerde film yıldızı Audrey Hepburn, “kedi göz” modasını popüler hale getirdi.
1990‘larda makyaj, gelişen teknolojiyle son halini aldı; fakat bu geçici güzelliğin kadınlar için yetersiz kalmasıyla, markalar kırışıklık, selülit gibi kadınların çare bulamadığı kusurlara çözüm bularak rekabet etmeye başladı.
2000‘li yıllara gelindiğinde kozmetik artık yerini cerrahi müdahalelere bıraktı.
Yıllar makyaj türlerini olduğu gibi güzellik kavramını da değiştirdi. Bu değişiklik “Çirkin kadın yoktur; bakımsız kadın vardır” sözüne de etki etti; çünkü artık güzelleşme yolunun sadece bakımdan geçtiği düşüncesi ortadan kalktı. Artık bu sözü şöyle değiştiriyoruz: “Çirkin kadın yoktur; güzelleşmesini bilmeyen kadın vardır”


Bu Yazıyı Paylaşın;

Yazı Linki:
Site kodu:
Forum kodu:

0 yorum:

Yorum Gönder